Bilim Dünyasında Etik Dışı Uygulamalar ve Sahte Bilim Endüstrisinin Yükselişi
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, bilim dünyasında etik dışı uygulamaların endişe verici boyutlara ulaştığını belirtti. Son 20 yılda bilimsel yayınlarda yaşanan etik erozyonu ve sahte bilim endüstrisinin gelişimini detaylarıyla anlattı.
Bilimsel Yayınlarda Etik Erozyonu ve Organize Sahtekarlık
Richardson’ın araştırması ve Science dergisi
Northwestern Üniversitesi’nden Reese Richardson’un, bilimsel yayınlarda etik dışı sapmalara dikkat çeken çalışması geniş yankı uyandırdı. Bu araştırmada saygın dergilerde editörlerin taraflı hakemlik yaptığı, yazarların makale sıralarını ve yazar sayısını satarak yayımladığı ortaya kondu. Bu durumun uluslararası ölçekte büyük bir sorun haline geldiğine vurgu yapıldı.
Sahte bilim endüstrisi ve yayın fabrikaları
Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Kathleen O’Grady’in, bilimin giderek bir endüstriye dönüşmekte olduğunu ortaya koyan makalesi de dikkat çekti. Yayın fabrikaları olarak adlandırılan sistemler, kısa sürede birçok makale üretmekte ve bu yayınların denetimden uzak şekilde yayımlandığı belirlendi. Bu durum, etik dışı uygulamaların meşrulaşmasına neden oluyor.
Toplumsal ve Sağlık Güvenliği Riskleri
Sahte yayınlar ve sağlık alanındaki tehlikeleri
Prof. Dr. Uzbay, özellikle tıp ve sağlık bilimleri alanında görülen sahte yayınların toplumsal sağlık açısından büyük riskler taşıdığını belirtti. MikroRNA ve messenger RNA ile ilgili sahte yayınların, kanser gibi kritik konularda yanıltıcı bilgiler içerdiği kaydedildi. 2017 yılında Nature’da yayımlanan Dr. Ioannidis’in makalesi, aşırı üretken bilim insanlarının bilimsel etik ile bağdaşmayan yüksek sayıda yayın yapma çabalarını ortaya koydu.
Sonuç ve Çözüm Önerileri
Prof. Uzbay, akademik ve bilimsel kurumların değerlendirme sistemlerinin yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Sayı ve skor odaklı inceleme yerine, nitelikli ve içeriğe değer veren kriterlerin belirlenmesi önem kazanmalı. Ayrıca, Türkiye’de bilim ödüllendirme ve kadro atama mekanizmalarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Gelecekte bilime olan güvenin artması ve etik değerlerin korunması için yapılanmanın şart olduğu ifade edilerek, toplumun hurafelere değil, bilimsel temellere dayanmasına vurgu yapıldı.