İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
7 Ekim 2024
featured
  1. Haberler
  2. Etkinlikler
  3. Edebiyat ve İyileşme Üzerine Söyleşi: Kemal Varol ve Ali İpek

Edebiyat ve İyileşme Üzerine Söyleşi: Kemal Varol ve Ali İpek

Nilüfer Belediyesi’nin Görükle’deki Koza Kütüphane’de düzenlediği ‘Koza Buluşmaları’na katılan edebiyat dünyasının sevilen isimleri Kemal Varol ve Ali İpek, “Edebiyat ve İyileşme” üzerine keyifli söyleşi gerçekleştirdi.

Nilüfer Belediyesi’nin 2024 yılı içinde Görükle’de hizmete açtığı Koza Kütüphane’de düzenlenmeye başlanan ‘Koza Buluşmaları’nın üçüncüsü Kemal Varol ve Ali İpek’in katılımıyla yapıldı.

Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte usta kalemler, “Edebiyat ve İyileşme” üzerine söyleşi gerçekleştirdi.

Söyleşi “Romanlar, öyküler ve şiirler yazarız ama neden?” sorusuna cevap aramakla başladı. Kemal Varol, insanların temaları farklı olsa da temelde bir dertlerinin olduğunu ifade etti.

  • Yazının kendisi için küçük yaşlardan itibaren kurtarıcı olduğuna işaret eden Kemal Varol, bu durumun nedenini ise şöyle anlattı: “Dünyayla ilgili birtakım sözleriniz var. Belki bağırmak istiyorsunuz belki adalet arıyorsunuz. Yazı bu anlamda dertleri dışa vurmak için önemli bir figür oldu. Bizler irili ufaklı dertleri, sıkıntıları olan insanlarız. Yazı bir çıkış ve iyileşme yoludur.”
  • Ali İpek’in “Derdi yansıtma biçiminde bir kıstasınız var mı?” sorusunu da cevaplayan Kemal Varol, edebiyatta tiyatro hariç neredeyse bütün türlerini deneyimlediğini aktardı.
  • Kemal Varol, herhangi bir edebi türe kutsiyet atfetmediğini ve klasik anlamdaki hikâye anlayışına daha yakın durmaya çalıştığını belirterek, “Her dert mecrasını kendisi buluyor. Roman yazarken hayatımın en mutlu günlerini yaşıyordum. Bir şiiri bir yılda yazdığımı hatırlıyorum. Şiir bir yıl boyunca cebimizde dolaştı. Bütün derdim ise oradaki bir kelimeyi değiştirebilmekti. Kendimi nasıl anlatabiliyorsam, o kıymetlidir benim için. Aslında roman bütün türlerin bileşkesi. Zaman içinde bütün türleri içine çekti” ifadelerini kullandı.
  • “Âşıklar Bayramı” romanındaki “Heves Ali” ve “Yusuf” karakterlerinde de bir hesaplaşma olduğuna işaret eden Kemal Varol şunları söyledi: “Aslında ‘Aşıklar Bayramı’ bir üçlemenin ikinci kitabı. Birinci kitabı ‘Ucunda Ölüm Var.’ Son kitap ise ‘Babamın Bağlaması’ oldu. Bu üç kitap bildiğimiz anlamda bir üçleme değil. Hiçbiri birbirinin devamı değil. Birbirlerinden bağımsız da okuyabiliyorsunuz. Benim derdim, bir baba oğul meselesiydi. Söyleşinin de başlığı olan iyileşmelerimiz, dertlerimiz ve problemlerimiz kitapların ana temasıydı. ‘Aşıklar Bayramı’ romanında anlattığım yara aslında benim de yaramdı. Bu kitabı yazma sebebim kendi babam ile kurduğum ilişkiydi. Benim için bir iyileşme çabasıdır bu kitaplar.”
  • Kemal Varol, romanın satır aralarında ülkenin sorunlarına küçük küçük göndermeler yapıldığını da ifade ederek, “Okur tavsiyesiyle ilerledim. Suya sabuna dokunmadan da yazabilirdim. Benim derdim başka” dedi.

Edebiyat ve İyileşme Üzerine Söyleşi: Kemal Varol ve Ali İpek
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haber Noktası ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin