İçerik Özeti: Alzheimer hastalığını önleme ve beyni aktif tutma yolları üzerine uzman görüşleri
Alzheimer hastalığının artan yaygınlığı, korunma yöntemlerine olan ilgiyi de beraberinde getiriyor. Bu yöntemler arasında en popüler olanı ise “beyni aktif tutmak için bulmaca çözmek”. NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ, bu yaygın kanının hastalığın doğasıyla örtüşmediğini, hatta hastalar için zorlayıcı olabileceğini ifade etti.
Bulmaca neden etkili bir koruyucu değil?
Prof. Dr. Tanrıdağ, Alzheimer’ın, öncelikle yeni bilgileri öğrenme ve yakın dönem hafızasını hedef alan ilerleyici bir bunama (demans) türü olduğunu dile getirerek, “Hastalar genellikle 40 yıl önceki bir anıyı veya bir sanatçının ismini hatırlarken, bir gün önce ne yediğini veya yeni tanıştığı birinin ismini unutur. Bulmacalar ise büyük ölçüde yıllar önce öğrenilmiş, eski hafızada depolanan bilgileri geri çağırmaya dayanır. Bulmaca çözme sırasında genellikle eski bilgiler sınanır. Alzheimer’daki esas problem eski hafızayla ilgili değildir, zaten hastaların çoğunda bu bellek korunmuştur. Asıl sorun, yakın dönemde öğrenilenlerin etkilenmiş olmasıdır.” diye konuştu.
Sudoku neden daha faydalı?
Yeni bilgileri hatırlamakta zaten zorlanan bir hastayı sürekli bulmaca çözmeye zorlamanın kişide sıkıntı, başarısızlık hissi ve hatta depresyona yol açabildiğini kaydeden Prof. Dr. Tanrıdağ, bu noktada, hafızadan çok mantıksal çıkarımı hedef alan Sudoku’yu işaret etti.
Prof. Dr. Tanrıdağ, Sudoku’nun bulmaca çözmekten farklı olduğunu ve kişilerin kendilerine verilen ihtimallerden mantıksal çıkarsamalar yapmak zorunda olduklarını belirtti. “Sudoku sırasında kişiler kendilerine verilen ihtimallerden mantıksal çıkarsamalar yapmak zorundadır. Yani sudoku boşu boşuna bellek zorlaması gibi bir çabayı değil, beynin ihtimaller üzerinde işlem yapmasını gerektirir ve her aşamada çıkarsama değişir. Sudoku sırasında devreye giren bellek değil dikkat ve karar vermedir.”
Alzheimer biyolojik bir hastalık, iyi niyetle engellenemez
Prof. Dr. Tanrıdağ, Alzheimer’ın genetik ve biyolojik gerçeklerin başrolü oynadığı bir hastalık olduğunu ve beyinde amiloid plakları ile tau iğcikleri adlı anormal protein birikimleriyle karakterize olan bu hücre ölümü sürecinin, iyi niyetli zihinsel gayretlerle önlenmesinin ya da geri çevrilmesinin mantıken mümkün olmadığını belirtti.
Bu nedenle, bulmaca çözmenin yararlı olduğu düşüncesinin bilimsel bir kanıttan çok, yerleşmiş bir beklenti olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tanrıdağ, beyni zinde tutmak isteyenlerin eski bilgileri tekrar etmek yerine, beyni yeni yollar düşünmeye, problem çözmeye ve mantık yürütmeye zorlayan aktiviteleri tercih etmesinin önemli olduğunu vurguladı.